Kerkük Soykırımları
Araştırmaya dayalı yayın ve kitapların bilgi ve belge zenginliği, ciddiyeti içinde olması gerekiyor. Konuyla yakından ilgili araştırmacılar-yazarlarca ortaya konulması gerekiyor bu yayınların.
Şemsettin Küzeci, araştırmacı-yazar, gazeteci, şair, Kerkük (1965) doğumlu. Kerkük ve çevresinde uzun süre yaşadı. Türkiye’deki yaşantısında da Irak-Kerkük fotoğrafını-görüntüsünü sıklıkla hissettik, gördük, görmeye devam ediyoruz.
Ankara’da TEKNOED yayınlarının ilki-birincisi olarak da bir kitabı yayınladı Şemsettin Küzeci’nin “Kerkük Soykırımları” adıyla. 488 sayfa ile Nisan 2004’te okurlarıyla-araştırmacılarla buluşan kitap, gelecek için, Kerkük konusuyla-sorunlarıyla ilgilenenler için ciddi bir araştırma özelliği taşıyor.
Önsöz ve sunuş (başlarken) yazıları Dr. Nefi Demirci ve Şemsettin Küzeci’nin. Dört bölümden meydana geliyor kitap. İlk bölümde Irak Türklerinin uğradığı katliamlar sıralanıyor. Örneğin 1920 yılındaki Kaçakaç Katliamı: Telafer, sonra Levi Katliamı: Kerkük 1924, şeklinde sıralanıyor. Katliamların ardı arkası kesilmemiş. Yine 16 Ocak 1980 tarihindeki Türkmen liderlerinin katliamları hatırlatılanlardan olarak karşımıza çıkıyor.
İkinci bölümde Körfez krizi sonrası katliamlar, Üçüncü bölümde Saddam sonrası katliamlar, Dördüncü bölümde kültür soykırımları anlatılıyor, uzun uzadıya, detaylı olarak.
Türkmeneli İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Dr. Nefi Demirci, önsözünün bir yerinde: “Şemsettin Küzeci, öz toprağı içersinde bir toplumun bu hallere nasıl, niçin geldiğini, düştüğünü, gözler önüne sermekte büyük bir hizmet ifa etmiştir.” Diyor.
Şemsettin Küzeci, başlarken başlığı altındaki satırlarının bazılarında ise, “Irak Türklerinin uğradığı soykırımları, bir kitap haline getirip, değerli okurlarıma sunmaktan mutlu olacağıma inanıyorum.” Diyor efendim.
Kerkük Soykırımları, adlı kitabın sayfalarında sıklıkla fotoğraflar, belge niteliği taşıyan görüntüler, değişik şairlerin şiirlerinden yer yer seçmeler, anlatılan konuların bütünleşmesi olarak görülen şiirler, kitap sayfalarında dikkat çekiyor, inandırıcılık belgeselliğini doğruluyor, kanıtlıyor. Yine sayfalarda görüyoruz ki, yıllar itibariyle katledilenlerin, şehit olanların genel tablolar üzerindeki, içerisindeki değerlendirmeleri de düşünce derinliğimizi ortaya koyuyor, zorluyor. Şehitlerin sıralaması, isimleri, meslekleri, şehit oldukları yer ve tarihleri, katliamların boyutlarının büyüklüğünü tekrar tekrar gözlerimizin önüne seriyor.
Kitabın arka kapağında, Şemsettin Küzeci’nin “Suçum Türk Olmaktır” başlıklı şiiri var. Bir dörtlüğü:
“Özgürlüğe katıldım,
Zindanlara atıldım,
Köle gibi satıldım,
Tek suçum Türk olmaktır”…
Prof. Dr. İsa KAYACAN
12 Mayıs 2002 – 24 Saat Gazetesi