Övgülerin şiir ile yazılmasının ön görüldüğü bilinmektedir. Ancak şiir ile yazılan övgüler, ne denli kapsamlı olacaksa, yine de belirli çerçeveler içerisinde kalacaktır..uyak bir yandan, ölçü bir yandan övgünün sınırlarını sıkıştıracak, anlatılmak istenen kimi yanların, ifade edilmek gereken kimi yönlerin üstüne gölge düşürecek. Kimi zaman da, gerçeğin kapısını zorladığı için, abartılı bir alana sıçrayacak. Biz bunu istemiyoruz. Ankara’da aktif bir Türkmen grubu vardır, bunlar arasında bir Şemsettin KÜZECİ vardır, ona burada hakkettiği övgüyü yakmak istiyoruz…
Şemsettin KÜZECİ tüm gençlerimiz gibi efe, efendi bir genç.Eski rejimin baskılarına dayanmayarak, çoluğunu çocuğunu omzuna alarak kapağı Türkiye’de atmıştır. On yıl mı yirmi yıl mı Türkiye’nin Ankara’sında, bilmem.Ama Ankara’yı, belki bütün Türkiye’yi yer yer, köşe bucak tanımakta.Ankara’nın kültür ve edebiyat ocakları, birlikleri, merkezleri, dernekleri, vakıfları ile yakından ilişkileri, bağlılıkları vardır.Nereye girerse orada, ham şeker diliyle, derin kültürüyle, saygınlığıyla makbule geçmekte, sevgiyle, dostça karşılanmaktadır.. Milletin çıkarını, herşeye üstün tuttuğu için, bu sevgi ile o saygıya layık görülmektedir. Kimse teklif etmeden, kimseden övgü beklemeden, davamızın sorumluluğunu yüklenip üstlenmektedir. Edebiyat tutkulusu olması, bu işi düzenli, disiplinli yürütmesinde yardımcı, destekçi olmakta ona. Tüm gücünü milletin davasına adayan Şemsettin KÜZECİ’ yi, dolayısıyla tek bir yerde bulamazsınız hiç bir zaman. Bir ayağı orada, bir ayağı burada.Ulaşamadığı yerleri cep telefonuyla aramakta, iletişim yoluyla düğümlenmiş sorunlara çözüm getirmeye gayret sarf etmektedir..
Bunları biz, hayale dayanarak söylemiyoruz, Ocak 2006‘da yedi gününü Ankara’ya on altı Türkmen şairiyle çağırılırken, bunları biz gözlerimizle gördük ve bu övünülür gencimizin olumlu çalışmalarına yakından vakıf olduk. Türkmen sairler heyetine, Ankara’ da kaldığı sürece refakat etmekten, sairlerin tüm ihtiyaçlarını özveriyle, bıktım, yoruldum demeden karşılamaktaydı. Üstün değerimiz İhsan DOĞRAMACI’NİN himayesinde düzenlenen şiir şölenini, en ince ayrıntılarına kadar ölçüp kıyasladığı için, başarının doruğuna çıkardı. Ziyaret ettiği her yerde, heyete rehberlik etmekten usanmadı. Ziyaretin programlarını saat gibi yürütmekte, elden gelen her çabayı sırt ardı etmedi..Her kese dostça, kardeşçe davrandı.
Şemsettin KÜZECİ’ yi az daha tanımak için,merkezi Azerbaycan’da olan Dünya Türk Genç Yazarlar Birliği’nin ikinci başkanı olduğunu bilmemiz gerekmektedir.Bu bir bakıma, onun dünya Türk edebiyatçıları arasında görkemli bir yere sahip olduğunu göstermekle birlikte, aktifliğini açığa çıkaran bir gerçektir…Dahası vardır bu aktifliğe tanık olarak gösterilebilen: Azerbaycan Yazarlar birliği üyesi, Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği üyesi, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği üyesi, Ufuk ötesi gazetesinin Ankara temsilcisi, Ankara’da yayın yapan KERKÜK dergisinin yazı işleri kurulu üyesi..ve daha daha neler…
Ayrıca, günümüze kadar sekiz esere imzasını atmış bulunuyor..Bunların en belirgini kuşkusuz ki Kerkük Soykırımları,Türkmeneli Edebiyatı, Suçum Türk Olmaktır erseriyle eseri. Şemsettin KÜZECİ’ yi, örnek bir genç olarak tanımakla, onun güçlü kaleminden çıkan bu eserleri okumak her Türkmen gencinin üstüne düşen bir görev. Şemsettin KÜZECİ’ ye binlerce merhaba…