Irak’ta Türkmen Nüfusu ve Gerçekler

Irak’ta Türkmen Nüfusu ve Gerçekler

Dr. Şemsettin Küzeci [1]

Giriş

Irak’ta varlık gösteren oğuz boyu Türkmenler 54H./674M. yıllarında Orta Asya ve Azerbaycan’dan 2000 savaşçı Muaviye’nin ordusunda yer alarak Irak’ın Basra vilayetine yerleşmişlerdir. Türkmenler asırlar boyu bu coğrafyanın gelişmesinde varlık göstererek, o topraklarda kurulan 6 Türk devletinin asil unsur oldukları bilinmektedir. Yaklaşık 400 yıl Osmanlı tarafından idare edilen Irak (Musul, Bağdat ve Basra) 1918 yılı sonrası İngilizlerin hakimiyetine geçmiştir. 1921 yılında Irak’ta Kraliyet devleti kurulmuş ve 21 Mart 1925 tarihinde İlk Anayasa ilan edilmiştir. Anayasa Arapça, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce olarak halka sunulmadan basılmıştır. Burada Iraklıların tüm hakları eşit olarak Anayasanın 6. Maddesinde hükme bağlanmıştır.

Irak’ta gerçek Türkmen nüfusunu belirlemek için öncelikle yapılan nüfus sayımlarını incelemek gerekir. Ancak Osmanlıdan sonra “Ali Cengiz” oyunu niteliğinde olan Türkmen nüfusunu gizli tutan Irak rejimleri, bin bir çeşit nedenlerden dolayı hiçbir zaman gerçek Türkmen nüfusunu yansıtmadı.

Irak’ta Kraliyet döneminde 1957 genel nüfus sayımı neticesinde Irak’ın genel nüfusu 6.206.017 olarak saptanmıştır. Türkmenlerin varlığı ise, 500bin olduğu tespit edilmiş, 1959 yılında yayınlanan sayım resmî sonuçlarında Irak’ta Türkmen nüfusu 567 bin olarak gösterilmiştir. Buna göre de Irak’ta Türkmen nüfusu oranı %9.15 oranına denek geliyor. Irak’ta yıllık büyüme oranını %3,5’tır.

Irak’ın 1990 yılındaki resmi nüfusu 17,742 bin olarak dikkate aldığımızda Türkmenlerin nüfusu yaklaşık %12 oranını karşılıyor. Buda Türkmenlerin nüfusu 2.129.040’ı gösteriyor.

Irak nüfus sayımı gizli belgelerine göre ve İngiliz kaynaklarına da dayanarak, Bilkent Üniversitesi Kurucusu ve mütevelli heyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı bir TV programında Türkmen nüfusunu şöyle açıklık getirdi.  “1957 Irak sayımında Türkmenlerin gerçek nüfus oranı %13 olduğunu saptanmıştır. Ancak bu gerçek oranı ne Irak devleti ne de İngiliz yetkilileri açık bir şekilde halkla paylaşılmamıştır. Tam tersine siyaset icabı Irak’ta Türkmen varlığını küçük düşürerek, nüfus oranlarını da en az orana düşürülmeye çalışılmıştır”.

Irak’ta 1968 yılından beri iktidara eğelen Arap Baas Partisi ve Saddam rejimi Irak’ta Türkmen nüfusunu yok sayarak, tüm istatistiklerde Türkmen nüfusunu %2 göstererek azınlık konumunda göstermiştir. Ancak, Irak’ta bin yıldan aşkın bir süredir varlık gösteren Türkmenlerin gerçek nüfusu 1947 ve 1957 nüfus sayımlarının dışında gerçek oranlar gösterilmemiştir. Irak Muhalefet toplantısında (INC) 1992 yılında K. Irak Salahattin bölgesinde düzenlenen toplantıda Irak’ın etnik ve mezhepsel yönden nüfus dağılımına göre paylaşılması gündeme gelmiştir. Türkmen delegeleri Irak’ta Türkmen nüfusu %10 olduğunu savunmuşlar. Ancak diğer gruplar bu oranı yüksek görmüşler. Netice olarak toplantıda bir üst düzeyi muhalif Irak yetkilisi İstatistik uzman 1980 yılında Türkmenlerin gerçek nüfusu %6 olduğunun altını çizmiş, muhalif gruplarda bu oranı oybirliğiyle kabul etmişler ve 13 Eylül 2002 tarihli muhalefet toplantısında Türkmenlere 55 sandalyeden oluşan “İzleme ve eşgüdüm” komisyonunda Türkmenlere 6 sandalye tahsisi etmişlerdir. Böyle ce Irak muhalefeti bile Irak’ın nüfusu 22 milyonuyken Türkmenlerin nüfusunu %6 kabul etmiştir. Peki şimdi Irak’ın nüfusu 40 milyon, Türkmenlerin nüfusu ne kadardır acaba…? İşte buradan bu konuyu akademik ve bilimsel bir şekilde incelerken gerçek nüfusunu ortaya koyacağımız çok mümkündür. Bugün bu oranları matematiksel olarak ve Irak’ta yıllık büyüme oranlarını dikkate aldığımızda Türkmenlerin gerçek nüfusunu görmek hiçte zor olamayacaktır.

Irak’ın tarihi boyunca yapılan tüm nüfus sayımlarında; 1934, 1947, 1957, 1865, 1977, 1987 ve 1997 yıllarında yapılmıştır. Yapılan tüm sayımlarda 1957 sayımı hariç Türkmen nüfusu ve Irak’ta Türkmen varlığı gölgelenmiştir. Sinsi oyunlar ve politikalarla Türkmen nüfusu yok sayılmaya maruz kalmıştır.  1968 yılından sonra Baas partisi iktidarı dönemi başta Kerkük olmak üzere Türkmen bölgelerinde Araplaştırma politikası devreye sokulmuş, 1980 yılında açık ve net bir şekilde güney illerinden Kerkük’e 10bin Arap getirip Türkmen nüfusunu azaltılırmıştır. Hele hele 1977 sayımı tamamen dikta rejim Saddam tarafından Baas partisinin politikası doğrultusunda miyarları tespit edilerek yapılmış ve değerlendirilmiştir.

Baas Partisinin Türkmen Nüfusuna yönelik yaptırımları

İkinci kez (1968) Irak’ta iktidara gelen Baas Partisi politikası gereği Irak’ta Türkmen varlığı ve nüfusunun azalttırılmasına yönelik çalışmalarını hızlandırmıştır. Sinsi oyunları sadece nüfus sayımları ile kalmamış, Türkmen bölgelerini bazı illerden koparıp başka illere bağlanmasını sağlanmıştır. Onlardan Kerkük’ten; Kifri’yi Diyale’ye Tuzhurmatu’yu Salahattin’e, Altunköprü’yü Erbil’e bağlamıştır. Bu şekilde Türkmen bölgelerini küçülmüş, şişirme Arap nüfusuyla Araplaştırılmaya çalışılmıştır. Ancak bu planlar hiçbir zamana başarılı olmamıştır. Baas Partisi pes etmeyerek başka oyunları da devre sokmuş, Türkmen devlet memurlarını Kendi bölgelerinde güneye atamalarını zorla yaptırmıştır. Türkmen yerleşim bölgelerini çeşitli bahanelerle boşalttırılmış, Kerkük Kalesi, Korya Pazarı, Tisin, Muhatta (İstasyon) mahalleleri, Türkmenlerin tarım arazilerini Araplara tahsisi edilmesi (Kerkük- Altunköprü arası, Ömer Beg Nefitçi, Allav Mahmut Köyü, Molla Abdullah Köyü, Türkalan, Beşir, Topzava, Yayçı gibi köylerde Türkmenlerin tarım arazilerini ellerinden alıp Araplara verilmiştir.

Bunula da yetinmeyerek Türkmenleri zorla Araplaştırmıştır. Saddam Hüseyin’in imzasıyla 199 sayılı ve 6 Eylül 2001 tarihli kararla “Kavmiyet düzeltilmesi” gereği Türkmenleri Türkmenlikten Araplığa yönelik bir dilekçe ile gerçekleştiriliyordu. Araplara birçok avantaj sağlayan rejim bu defa bazı Türkmen iş insanları ve zenginleri bu karardan yararlanarak ne yazık ki, kavmiyetlerini değiştirdiler. Her konuda Türkmen varlığını yoka sayan rejim Türkmen kelimesini yok etmeye ısrarla çaba harcadı.  Yeni doğan çocuklara Türkçe isim koyma yasağı getirdi. Türkçe olan isimleri de Arapça ile değiştirdi.

Türkmen İsimleri değiştirildi

Irak Devrim Komuta Konseyi’nin 41 no’lu ve 29 Ocak 1976 tarihli kararıyla Kerkük’ün ismi el-Temim olarak değiştirildi. Bu bağlamda Kerkük’te Türkçe isimler resmen Araplaştırıldı. Türkçe okullar adları; Yıldızlar- Fecir Cedid, Dede Hicri- Kasım Sakafi, / kardaş-Baas daha sonra Kadisiyet Saddam, Karaaltun-8 Şubat,Mutlu- Nasır, Şanlı-Zat el-Savari, Doğruluk-Ömer bin Abdülaziz, 24 Ocak- Usama bin zeyd, Aktaş- Mütenebbi, İleri-İbin heysem olarak Arapçaya değiştirildi. Amator futbol takımlarının isimleri de nasiplerini aldılar; Asifa-Haliç Arabi, Gökbulut-Tel el-Zater, Piryadi- 7 Nisan, Kardaşlık-Temim, Tisin-Hay el-Baas olarak değiştirildi. Türkmen köy isimlerinden Şirince-Yermuk, Zinde Nene-Mısır, Yarımca- Cedde, Karalı-Rehat, Sarı Tepe-Velit, Yukarı Rocibatı- Mutenebbi, Tokmaklı-Hensa, Tercil-Kadisiye, Yengice-Ebu muhin Sahafi Arapça isimleriyle değiştirildi. Ayrıca Kerkük Merkez’de ticari ve sanayi işlerinde faaliyet gösteren esnafların dükkân adları bile değiştirildi. Yeni açılan dükkanlara da Arapça isim koymayana çalışma ruhsatı verilmedi. Bu bağlamda; Çahyanaler, Hamalar, Camiler, Tekkeler, Berber-Güzellik Salonları, mezarlıklar, Sokak-Caddeler vs. isimler Arapça ile değiştirildi. Bu değişiklikler Irak’ta Türkmen nüfusunu azalmasına yönelik büyük bir etken olduğunun kanaatindeyiz. Bugüne bu yaptırımların devam etmesi, çoğu Türkmen’in nüfus kayıtlarında Arap yazdıklarını görüyoruz…

Irak’ta Gerçek Türkmen Nüfusu

Irak’ta gerçek Türkmen nüfusunu bilimsel anlamda ortaya koymak ve tepti etmek gerçekten de çok zor bir çalışma olması gerek, ancak son yüz yılda Irak’ta yapılan sayımları ve oranlarını dikkate alındığında bir de Irak’ta büyüme oranına dayanarak hesaplandığında, gerçek Türkmen nüfusunu saptamış oluruz. Her ne kadar net olarak tespit edilmezse de Irak’ta Türkmen varlığını bölgelerdeki mahalle, aşiret, Türkmen okulları, basın-yayın organları, şair-yazar, sanatçı, öğretmen, doktor, hukukçu vs. gibi STK’lerin üyeleri ve aktiviteleri Türkmen nüfusu ve oranlarını göstermekte katkı sağlar. Bu bölgeleri tek tek ele aldığımızda, illerin nüfusu, Türkmen yerleşim merkezleri, Türkmen nüfusu, seçmen sayısı ve Türkmen siyasi partilerin aldıkları oy sayıları da bir yerde önemli bir öğedir.

Kerkük

Irak’ta Türkmenlerin kültür merkezi konumunda olan Kerkük Şehri Irak Anayasa’nın 140. Maddesinde tartışmalı bölgelerin en başında gelmektedir. Sahip olduğu Petrol rezervleriyle bilinen Kerkük tarih boyunca anlaşmazlıklara neden olmuştur. 1991’den 2003’e kadar k. Irak’ta kurulan “Güvenlik Bölgesi” ne ilhak edilmesi Kürt grupların ve İsrail ile ABD’nin 100 yılın projesi haline gelmiştir. Ancak bölge ülkelerinin siyasi tavırları ve bölgedeki gelişmeler bu hayallerini suya düşürmüştür. Bu nedenle Kerkük’ün üzerinde oynanan oyunlar 2003 sonrası başka bir boyuta uzandı. 2003 öncesi Araplaştırma ve 2003 sonrası ise, Kürtleştirme politikası uygulaması Kerkük halkını büyük bedeller ödemeye mahkûm etti. 2003 öncesi Kerkük il nüfusu 839 bin iken 16 Ekim 2017 tarihi itibarıyla nüfus 1,629 bin’e ulaştı. Bu şişirme nüfusla anormal bir nüfus artışı dünyayı şaşırtmıştı. Ancak Kerkük’teki Türkmen ve Araplar olayı gerçek yüzünü 10 Nisan 2003 tarihinden itibaren çözmüşlerdir. Kürtler Erbil, Süleymaniye, Dohok, Zaho ve K. Irak köy-kasabalarından ne kadar “Avara” yani evsiz “göçebe” olan varsa hepsini Kerkük’te devlet dairelerine, okullara, spor salonlarına, askeri alanlara vs. yerleştirdi. Bununla yetinmedi. Erbil-Kerkük girişinde iki kaçak büyük ilçe tesisi etti. Birisi Şirav ikincisi de Tiraw. Daha sonra bunlara belediye hizmeti. Su, elektrik vs. takdim ettikten sonra para verip her kes evini yaptı. Kerkük’ün nüfus dairesine her gelen kaydını yaptırdı. Kadınlar K. Irak bölgelerinde hamile olup Kerkük’te doğumlarını yaptırdılar. Böyle Kerkük nüfusu alarak kayıtlara geçtiler. Kerkük Valisi, Kerkük il Meclis Başkanlığını, Asayiş, belediye, polis vs. devlet kurumlarının genel müdür ve Şb. Müdürlükleri mevkilerini de kullanarak yüzlerle gayri şeri metotlarla Kerkük’ü istila eden Kürt gruplar Kerkük’ün demografik yapısını belli bir süreç içerisinde değiştirerek varlığını ve saltanatını sürdürdü. Bu süreç 16 Ekim 2017 tarihine kadar devam etti. O tarihte Irak ordusu ile Haşdi Şabi güçleri Kerkük’e girerek, saydığımız tüm yetkililer başta vali ve Kürt siyasi Parti yetkilileri ve aileleri Kerkük’ü ter ederek, halk bir rahat nefes aldı. Böylece Kerkük’e nüfus değişimi Kürtlerin aleyhine %10 azalsa da Türkmenler için hiçbir şey fark etmedi. Bu defa Saddam’ın yarım koyduğu işini Arap Vali tamamlamaya başladı. %10 farkı Araplar ile telafi edildi. Bugün 2020 yılı Kerkük’ün resmi nüfusu 1,639,953’dir. Bu rakama baktığımız da Türkmenler ile ilgili Kerkük’te ne 2003 öncesi ne de sonrası hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz.

Kerkük’te Türkmen nüfusu tarih boyunca merkez olarak ağırlıklı Türkmenlerin hâkim olduğu bir durum söz konusudur. Bu da Kerkük’teki Türkmen bölgelerine baktığımızda açık ve net olarak Türkmen kimliğinin iktidar olduğu bir gerçektir. Seçimlerde alınan oylarla mukayese edilmeksizin Türkmen varlığı Kerkük’te ön planda ve iktidar konumundadır. Tahmini Türkmen nüfusu Kerkük merkez olarak yaklaşık 350 ile 400bin civarındadır. Ancak seçimlerde mezhep, iç çekişmeler ve bazen öz tepkiler nedeniyle Türkmenler gerçek nüfuslarını seçimlere yansıtamıyorlar. Ayrıca Kürtlerin sahta oyları ve seçim ihlallerini de ele alırsa, durum farklı boyutlara uzanır gider. İşte o zaman “Hamza ipi” misali sürer…!

 Diyale

Diyale ilinde Türkmen nüfusu siyasi tavırlarla ölçülüyor. Bölgedeki siyasi partilerin varlıklarına bağlıdır. Örnek olarak bir Ubeyd aşireti mensubu Irak Türkmen Cephesi ile çalışıyorsa o kendini Türkmen addeder. Dava, Meclis Alaa, İslami vs. Partilerde çalışanlar ise, kendilerini Arap yazarlar. Bu da Diyale’de Türkmen nüfusu azınlıkta olduğu şüphesizdir. Nedeni de Milli şuurdan yoksun olarak hayatlarını devam ettirmektedirler. Bu da hem iktidarın hem siyasi partilerin etkisinden kaynaklanıyor. Diyale’de Türkmen aileleri evde, caddede ve iş yerlerinde birbirleri ile Türkmence konuşuyor. Ama kavmiyetlerini sorduğunuzda, derler bizler Ubeyd Kahyalarıyız. Bazı Bayat ve Vendavi aşiretleri mensupları bile kendilerini Arap sayarlar. Bu acı tablo gerçek bir problemdir. Diyale’de Türkmenleri bir çatı altında toplamak büyük bir çalışma ister. Aslında tüm Irak’ta da aynı sorun mevcuttur. Ancak bölgeden bölgeye oranları değişir. Diyale iline bağlı ilçe, köy ve kasabalarda; Kifri, Karatepe, Celevla (karağan), el-Sadiye, (Kızlarbat), Hanakin, Himrin, Şahraban, Halis, Bakuba, Kazaniye, Mikdadiye, Mendeli, Kenaniyye, Beledruz, adanaköy (el-Mansuriye), Kördere, Aştöken, Şehreban, Delli Abbas ve Diyale’nin merkezi Bakuba’da da bazı Türkmenlerin yaşadıkları saptanmıştır.

Diyale ilinin 2020 nüfus sayısı 1.680,327’dir.  Kaldı ki burada en önemli bir sorun da Kifri ve Hanakin ilçelerinin İdari olarak ayrı ayı iller bağlılığıdır. Mesela Hanakin idari olarak Diyale’ye ancak fiili durum ise, Süleymaniye tarafından idare ediliyor. Kifri ise, idari olarak Süleymani’ye bağlıdır ve Süleymaniye tarafından da idare ediliyor. Ama aynı zamanda Diyale il sınırları içerisinde de yer almaktadır. Irak Planlama Bakanlığını 2020 resmi verilerini incelediğimizde gördük ki, bu iki ilçe (Kifri ve Hanakin) hem Süleymaniye hem de Diyale illerinde 2 ayrı ilçeler olarak yer almaktadır. Orada bir istikrarsızlık söz konusudur. Onlardan Kürt, Arap ve Türkmen nüfusu tartışması, daha doğrusu bu iki ilçe tartışmalı bölgeler olarak ciddi bir sorun haline gelmektedir. Bu nedenle de çok sayıda Türkmen ve Arap aydınları Diyale’den Bağdat’a göç ettikleri saptanmaktadır. Diyale ilinde Türkmen nüfusu ise, gayri resmi 120bin civarında oy kullanan Türkmen tespit edilmiştir. Bunların 75bin’i Sünni ve 44bin’i de Şii’dir. Bu rakamlar tahmini olarak değerlendirilmiş, gerçek rakamların tespiti bu kritik süreçte çok zor olduğu gözüküyor. Onun ölçüsü insanların vicdanında, şuurunda ve inancındadır. Bu da seçimlerde veya herhangi bir olayda İnsanların tavır ve davranışlarına yansıttığı kadar nüfus ölçülür. Ancak resmi olmayan rakamlara dayanarak Diyale ilinde Türkmen varlığı ve nüfusu 250 bin civarındadır. Mezhep faktörü ile siyasi rantlar Irak’ta olduğu gibi Diyale ilinde de gerçek nüfuslarını gösteremiyor.

Telafer (Musul)

Irak Planlama Bakanlığının resmi verilerine göre Telafer’in genel nüfusu 524bin’dir. Bizim araştırmalarımıza göre de Telafer İlçesi 105 bin aileden oluşmaktadır. Nüfusun %30’a yakını Şii’dir. Bu da 180bin’e tekabül eder. Ancak, şuandaki mevcut duruma baktığımızda Telafer’in durumu dramatik bir tablo niteliğini yansıtıyor. Çünkü IŞİD sonrası Telafer halkının 5’te 1’i ancak Telafer’e dönmüştür. Yani nüfusun %80’i Telafer dışında yaşamaktadırlar. Şu anda Telafer’e 18 bin aile dönmüş, oda 100bin civarında nüfusa tekabül eder. Bunun da %90’ı Şii Türkmenlerdir. 100 bin civarında Kerbela-Necef ve diğer güney illerine kaçanlardır. Onlarında %100’ü Şii olanlardır. Kerkük, Erbil, Dohok, Musul, Bağdat ve göçmen kamplarında olanların sayısı da yaklaşık 100bin civarındadır. Ancak onların çoğu Sünni Türkmenlerdir. Türkiye’ye kaçanların sayısı yaklaşık 15bin aile, buda yaklaşık 80bin demektir. Bunların %90 Sünni olup %10’u ise, Şii Türkmenlerdir. Her şeye rağmen Telafer’in merkez nüfusunun Şii’si ile Sünni’siyle tümünün Türkmen olduğu bir gerçektir. Bugün Telafer’in ister Şii mahalleleri; Aşağı Kale, Saray, Su, Gergeri, Hay Muallimin, Kadisiye, Hıdır Elyas, Hay Vahde isterse de Sünni mahalleleri; Hasan Köy, Uruba, Nur, Şühada, Hay Askeri, Hay Musanna, hay Nur vs. olsun toplam 500 bin nüfusa sahiptir.  Bu da şunu gösteriyor ki, Ortadoğu’da ve Irak’ta tartışmasız en büyük Türkmen ilçesi olarak Telafer literatürde yerini korumaktadır.

(Tuzhurmatu)Salahattin

Salahattin iline bağlı (Tuzhurmatu, Amirli, Çardağlı, Biravcılı, Karanaz, Yengice ve Bastamlı) Tuzhurmatu ve ona bağlı belde ve köy kasabaların toplam nüfusu 154,307’dir. Amirli nahiyesinin nüfusu ise, 47,581’dir. Tuzhurmatu ile Amirli’nin toplam nüfusu 201,888’dir. Buda şunu demektir Salahattin il sınırları içerisinde olan Türkmen ilçe ve köy kasabalarda yaşayanların %90 Şii mezhebindendir. Tuzhurmatu’nun dörtte biri, Bastamlı’nın çoğu, Yengice, Abbud ve Hasadarlı bölgelerinin de çoğunlukta Sünni olduklarını dikkate alırsak, Salahattin ilinde yaklaşık 180bin civarında Şii Türkmen vardır. Ancak saha çalışmaları bazen aksini de gösterebilir. Nitekim seçimlerde alınan oylar değerlendirildiğinde ortaya farklı tablolar çıkıyor. Özellikle de ITC ile Şii Türkmenler arasında çok çekişmeli geçen seçimlerde ITC her zaman bir adım ön göründüğü de bir gerçektir. Burada Tuzhurmatu Türkmenleri milli şuurla hareket ettikleri seçim sonuçlarından bellidir. Salahattin iline bir bütün olarak baktığımız zaman; Tuzhurmatu merkez, Amirli ilçesi ve bazı Bayat köylerini de dikkate aldığımızda yaklaşık 250 bin Türkmen nüfusuna sahiptir.

Erbil

Tarih boyunca Sultan Muzaferettin Gökbörünü bir Türk şehri olarak bilinen Erbil, merkez olarak 1991 yılından beri tamamen demografik değişime uğramıştır. Kürt grupların istilası ile IKYB’nin başkenti konumuna gelen Erbil’deki Türkmenleri zaman gittikçe erimeye mahkûm olmuşlardır. 24 Nisan 1995 tarihinde Erbil’de kurulan Irak Türkmen Cephesi (ITC) 2003 yılına kadar Türk varlığını korumakta büyük çaba harcamıştır. Ancak 2003 sonrası strateji bir değişimle ITC’nin merkezini Kerkük’e taşıması adeta Erbil’de Türkmenler bir darba yapıldığı algısını gösteriyor. Eskiden Erbil Türkmenlerinin yaşadıkları bölgeler; Kale, Araplar Küçesi, İskân, Tayrava ve bazı mahallelerin Türkmenlerin yoğun olarak yaşadıkları semtler idi. Ancak 1991 ile 2003 arası ve 2003’ten de sonra Türkmenleri Erbil’in tamamına dağılmış oldular. Bugün ise, İskân, Tayrava, Seydava, Araplar Küçesi, Şiril, Şoruş mahallelerinde yaşamaktadırlar. Bir gerçek var ki oda Erbil’in çarşı Pazar’ı Türkmenlerin elinde olduğu bir gerçektir. Kapalı Çarşı’ya girdinizde tüm esnafın Türkmen olduğunu görebilirsiniz. Nüfus konusunda gelince, 2020 resmi rakamlara baktığımızda Erbil’in nüfusu 1.903,609 olduğunu görüyoruz. Erbil’de Türkmen nüfusu hakkında yorum yapmak gerekirse, çok temkinli davranılması gerekir. Çünkü Hem Kürt Parlamentosunda hem de Irak Parlamentosunda Türkmenlerin yer aldığını kıyaslandığı zaman, Erbil’de Türkmen gerçeği ortaya çıkacaktır. Kürt Parlamentosu her ne kadar Türkmenlere 5 Milletvekili kontenjanı vermişse de demek ki, Kürt yetkililer Erbil’de Türkmen varlığına vakıf olduğu bir gerçektir. Dolayısıyla kendilerine yakın olan Türkmen partilerine kontenjan tahsisi ederek 5 Türkmen Milletvekilinin Kürt Parlamentosunda yer almalarını sağlamıştır. Bir de ITC Milletvekili Aydın Maruf’un Devlet bakanı olması da başka bir gelişme olarak değerlendirilir. Diğer bir taraftan da Barzani 12 Mayıs 2018 Irak Parlamento seçimlerinde bir strateji uygulayarak 2 Türkmen’i Barzani adına Bağdat’a gönderebilmiştir. Birisini Irak Parlamento Başkan yardımcısı da yaparak palanını genişlettirmiştir.

Bugün Erbil’de tahmin edilen Türkmen nüfusu yaklaşık 300bin’dir.  Kürt parlamentosunda 5 Milletvekili Bir Bakan’a sahip olan Türkmenler Bağdat’ta da Erbil’den 2 Türkmen Milletvekili ile temsil ediliyorlar.

Bağdat

Irak’ın başkenti Bağdat’ta Türkmen nüfusunu araştırmak ve irdelemek çok zor olduğunu biliyoruz. Bağdat’ın 2020 nüfusu 8,763, 321 gösterilirken bu sayının içerisinde kaç Türkmen olduğunu tahmin etmek elbette ki, çok zor bir çalışma olacağını tahmin ediyorduk. Ancak Bağdat’taki Türkmen varlığını Baas Partisi ve Saddam rejimi endişesiyle İllerden özellikle de Kerkük’ten, Tuzhurmatu ve Diyale’den 40 yıl önce göç eden Türkmenler ile birlikte masaya yatırdığımızda Bağdat’ta Türkmen nüfusunu ortaya çıkarmak hiçte zor değil gibi… Ancak resmiyete yansımayan rakamlar endişe verici bir durum olduğunu da bilerek, araştırmaya devam ettik. Bugün Bağdat’ta Türkmen Varlığını 1961 yılında Bağdat’ta kurulan Türkmen Kardaşlık Ocağı aracılığıyla Türkmen nüfusunu tahmin edebiliriz. Öncelikle üye kayıtlarından ve Ocağın bir Kulüp olması itibarıyla Türkmenlerin 50 yıldan beri Kulübe uğramaları Bağdat’ta Türkmen varlığını az çok gösteriyor.  2003 yılından sonra Irak’ta yapılan seçimler sonucu Bağdat’ta elde edilen Türkmen oyları ve orta çıkan Türkmen şahsiyetleri ve kanaat önderleri işimizi daha da kolaylaştırdı diyebiliriz. Bu faktörleri bir araya topladığımız zaman ortaya ilginç bir tablo çıkıyor.

Son olarak Bağdat’ta gerçek Türkmen varlığı resmi olmayan kaynaklara göre yaklaşık 400bin civarındadır. Ancak, Bağdat’ta göç dalgaları yaklaşık 50 yıldır devam ediyor ve etmektedir. Bu varsayımdan yola çıkarak Türkmen nüfusunun tahmin ettiğimiz rakamdan daha fazla olduğunu inanıyoruz.

Sonuç

Irak’ta son yüz yılda her ne kadar dikta iktidarlar ve rejimler gelip gitse de Irak’ta Türkmen gerçeği devletin sistemi içerisinde hep varlık göstermiştir. İster Kraliyet, Cumhuriyet dönemlerinde isterse de 2003 sonrası dönemler olsun, Irak’ta Türkmenler devletin her kademesinde yer almışlardır.  Üst düzeyi rütbeli askerler, akademisyenler, doktorlar, gazeteci, televizyoncu, eğitimci, sanatçı, edebiyatçı -yazar ve iş adamları. Ancak iktidara karşı gelmedikleri takdirde vazifelerinde devam etmişlerdir. Baas partisi dönemine gelince orada Türkmen nüfusu azalmaya yönelik başladı. Önce iş adamları ve Türkmen zenginleri Baas partisinin isteği doğrultusunda hareket ettiler. Kendilerini iktidara yakın olarak göstererek, güven kazandılar. Türkmen çiftçiler tarım ve zirai arazileri olanlar ise, devletten yem, araç gereç aldığı için onlarda devlete ve iktidara gebe olarak hayatlarını idame etmeleri için sessilerini çıkaramadılar. Türkmen memurlar ise, en zor iktidarın gücü altında ezilmeye mahkûm edildi. Türkmenlerin çoğu okumuş ve aydın insanlar olarak memuriyeti seven insanlardır. Bu nedenle en fazla da bu kesim seslerini çıkarmayarak emrivakiye evet dediler.

Irak’ta yapılan tüm saymalarda iktidarın gücüne karşı tavır koyamayan Türkmen toplumu erimeye mahkûk edildi. Muhalefet edenler gelecekleri malum “Abu Garip” cezaevi veya infaz edilerek, ibretlik ders olarak Türkmenlere göz dağı gösteriliyordu. İşte bu nedenlerle Türkmenler kendilerini Arap yazmaya mecbur kıldılar. Aşırı milli şuura bağlı olanlar Irak’ı terk etmek zorunda kaldı. Dolayısıyla da Türkiye onlar için Anavatan olarak ikinci vatanları oldu.

Irak Türkmen nüfusu gerçekleri inkâr edilmez bir niteliktedir. Türkiye ve Avrupa’ya baktığımızda yüzbinlerce Türkmen ve Kerkük kökenli Irak’ı uzun yıllardan beri terk etmiş, Irak Türkmenlinin hasretiyle hayatlarını sürdürmektedirler. Bugün o nüfusu da Irak’taki nüfusa kattığımız da gerçek Türkmen nüfusu 5 milyon olduğunu ne itiraz eder, nede itiraz edebilir.

Son olarak; Irak’ta 2003 öncesi Araplaştırma, soykırım, katliam, sindirme, yok etme, zorla göç, Türkçe isim yasağı, menkul, gayri menkul ve ağır yük araçlarının satın alınmasına yasak getirilmesi vs. 2003 sonrası ise, Kürtleştirme, adam kaçırma, infazlar ve gasıp olaylarının yanında Kerkük petrolü ve toprağı üzerinde hak iddia etme gibi konular, Türkmenleri yurtlarından bıktırmış, varlıklarını tehlikeye sokarak düşüncesiyle “ya bu derdi çeke, ya bu köyden göçe” misali kimisi yurtdışına göç edip kimisi de kendi Arap yazarak, Türklüğünü hayatı pahasına yok saymıştır.

Irak’ta Türkmen nüfusunu olduğu gibi saptamak, önce Irak devletinin politikasına bağlıdır. Bir de Anavatan Türkiye’nin bölgede Türkmen varlığına yönelik daha ciddi yatırımlar ve politikalar yürütülmesi katkı sağlayacağı şüphesizdir…

SPOTLAR

 “Bağdat’ta gerçek Türkmen varlığı resmi olmayan kaynaklara göre yaklaşık 400bin civarındadır. Ancak, Bağdat’ta göç dalgaları yaklaşık 50 yıldır devam ediyor ve etmektedir. Bu varsayımdan yola çıkarak Türkmen nüfusunun tahmin ettiğimiz rakamdan daha fazla olduğunu inanıyoruz.”

 “1957 Irak sayımında Türkmenlerin gerçek nüfus oranı %13 olduğunu saptanmıştır. Ancak bu gerçek oranı ne Irak devleti ne de İngiliz yetkilileri açık bir şekilde halkla paylaşılmamıştır. Tam tersine siyaset icabı Irak’ta Türkmen varlığını küçük düşürerek, nüfus oranlarını da en az orana düşürülmeye çalışılmıştır”.

 “Türkiye ve Avrupa’ya baktığımızda yüzbinlerce Türkmen ve Kerkük kökenli Irak’ı uzun yıllardan beri terk etmiş, Irak Türkmenlinin hasretiyle hayatlarını sürdürmektedirler. Bugün o nüfusu da Irak’taki nüfusa kattığımız da gerçek Türkmen nüfusu 5 milyon olduğunu ne itiraz eder, nede itiraz edebilir”.

[1] Şemsettin Küzeci bu makaleyi ORSAM’da Türkmen ve Medya uzmanı olarak çalıştığı zaman yazmıştır. 2020